Aralık 13, 2011

KOMŞULUK İLİŞKİLERİ


KOMŞULUK İLİŞKİLERİ

            Sevgili müminler !
            İnsan yaratılışı gereği sosyal bir varlıktır.Bu sosyal yönü gereğince insanlarla ilgilenir,konuşur,sohbet eder,dertlerini açar ve diyalog kurar.Konuşmayan,ilgilenmeyen,çevreden kenidini soyutlayan kişileri ise toplum anormal olarak kabul eder.
            Çağlar boyu insanlar yaşarlarken yanyana,duvardan duvara,kümelenmeye özen göstermişlerdir.Biraz kömünleşen bir ortamda yaşamışlardır.Tarihi kalıntılar böyle olduğu gibi,günümüzde de kasabasından –metropol şehirlerine kadar her yerleşim alanında,insanlar birlikte yaşamakta,ihityaçlarını karşılamakta,kaderlerini benzer şekilde tayin etmektedirler.Böylesine önemli olan ilişkiler yumağına,komşuluk denilmektedir.
            Komşuluk ilişkileri,toplumun sosyal yapısı açısından çokça önemlidir. Köyde,kasabada,dairede,caddede,ulaşım araçlarında,sürekli veya aralıklarla ilişki kurduğumuz ve bir kısmını dostlar edindiğimiz bütün insanlar,komşularımızı oluşturmaktadır.
            Dinimiz aynı apartmanda yaşayan,aynı çarşıda ticaret yapan,aynı mahallede meskun olan komşular arasındaki ilişkileri şöyle sıralamıştır:Komşuyu her hususta gözetmek,sevincini sıkıntısını paylaşmak.Dertleri varsa çareler üretip deva olmak.Eksikliklerini araştırmamak,ona zarar verebilecek  herşeyden uzak durmak.Ailesine iffet ve namusuna göz dikmemek.Selamlaşmayı hal hatır sormayı unutmamak.Hasetten büyüklük taslamaktan,rekabetten vazgeçmek.Kısaca komşumuzu üzecek davranışlardan uzak durup,onu sevindirici güzel şeylerde yardımcı olmak,komşuluk ilişkilerin de ana ilkemiz olmalıdır.
            Bütün insanlara iyiliği emreden dinimiz özellikle komşular hakkında şöyle byurmaktadır:”Allah’a ibadet edin.O’na ortak koşmayın.Anne-babaya,akrabaya,yetimlere,yoksullara,yakın komşuya,uzak komşuya,yakın arkadaşa,yolcuya ellerinizin altında bulunanlara (hizmetci v.b) iyi davranın. Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.”[1]
            Çağlar boyu her öğütü insanlara sevgi ve mutluluk kaynağı olan peygamberimiz şöyle buyurur:”Allah’a ve ahiret gününe inanan,komşusuna iyilik etsin.İkramda bulunsun ve eziyet etmesin.”[2] Hadisten ve ayetten de anlaşılacağı gibi,Allah’a iman ve ibadetten sonra komşuya iyilik tavsiye olunmakta,böylece komşuya iyilik bir nevi ibadet olarak telakki edilmektedir.
            Gelenekleri islamla özdeşleşen türk-islam şehirlerinde komşuluk ilişkileri o kadar gelişmiştir ki,”komşuda aş pişti bize de düştü.”sözü bir gerçek olarak yaşatılmıştır.Komşularda pişirilen nadide yemekler paylaşılmakta,muhtaçalrın ihtiyaçları giderilmekte,parası olmayanlara para verilmekte, böylesine geleneksel ilişkilerle komşular birbirlerinin adeta sigortası olmaktadır.Evlenme çağına gelen genç kızlar komşuların yardımıyla evlendirilmekte,işsizlere iş temini yapılmaktadır.Hastalar varsa tedavileri yapılmakta,sakat ve öksüzlerin geçimleri komşuların tarafından ortaklaşa yapılmaktadır.Mahalleler huzur ve sukun kaynağı olarak tarih boyunca sosyal ilişkilerini hep sürdüregelmişlerdir. Bütün bu ilişkilerin sağlam temellere dayanması,nasslarla teyit edilmiştir.Hz peygamber buyururlar ki:”Komşu hakkının ne olduğunu biliyor musunuz ? Yardım isterse yardım edin.Borç isterse borç verin.Fakirse ihtiyacını görün.Hastalandığında ziyaret edin.Ölürse cenazesine gidin.Sevinirse sevinin. Üzülürse derdine ortak olun.”[3]
            Manevi değerlerin yok olduğu toplumlara bakıldığında,komşulukların yok olurcasına bozulduğu görülür.Aynı apartmanda oturduğu halde selamlaşmayan,cenazesinden haberi olmayan,hastalandığında ziyaret etmeyen ayrı dünyaların insanları Batı toplumlarında bir gerçektir.Bu tür hareketleri kınayan ve tasvip etmeyen Hz peygamber şöyle buyururlar:”Vallahi iman etmiş olamaz.Vallahi iman etmiş olamaz.Vallahi iman etmiş olamaz.Sahabiler “Kim ya Rasulellah ! deyince:Komşusu şerrinden emin olmayan kimse.”[4] cevabını verirler.
            Kişilerin iman ve ibadetlerinin tam olması,aynı oranda ilişkilerinin güzelliğine de yansımalıdır.Yunus’un ifadesiyle “Bir gönül kırdın ise kıldığın namaz değil.”Aynı hususa işaret buyuran Hz peygamber (a.s),”Namazını kılıp ibadetlerini hakkıyla yapan bir kadından bahsolunduğunda,komşularıyla iyi geçinmediği de ilave edilince “O kadın cehennemdedir”[5] buyururlar.
            Sevgili kardeşlerim !
            Etrafımızda yaşayan insanların kusurları olabilir.Onların açıklarını araştırmayalım.Bize muhtaç olanlara şefkat kanatlarımızı açalım.Günün birinde bizim de muhtaç olabileceğimizi düşünelim.Komşularımızla iyi geçinmenin Allah’ın  rızasına uygun bir hareket olduğunu idrak edelim.Nitekim Hz peygamber :”Allah katında komşuların en iyisi komşularına karşı iyiliği dokunanlardır”[6] buyurmaktadır.Kendimize istediğimizi komşularımıza da isteyelim.Onlara zarar verecek her faliyete engel olalım.Unutmayalım ki,komşu bahçedeki gül kokusu bize de gelecektir.Komşudaki yangınlar ise bize sirayet edebilir.Öyleyse rahmet ve sevgiyle insanları kucaklayalım.


[1] Kuan,Nisa suresi,5/36
[2] Buhari,Edep,31-Müslim,Lukata:14
[3] Kenzü’l-Ummal;9:24935
[4] Tac,5/15
[5] Buhari,Edep,29
[6] Tirmizi,Birr:28