Aralık 13, 2011

KUL HAKKI


KUL HAKKI

            Sevgili müminler !
            İnsan varlıkların en şereflisidir.İnsan nekadar şerefli ve üstün ise,onun bütün hakları aynı oranda  üstündür.İslam,insanın yaşama,mal ve mülk edinme,hür olma,adaletle davranılma ve her hususta eşitlik gibi haklarını, garanti altına almıştır.İnsanın kişisel haklarına tecavüz ise en büyük günahlardandır.
            İslami anlayışta kul hakkı diye isimlendirilen kişi hakkının çiğnenmesi Allah’ın affetmediği suçlardandır.Allah sirk hariç her şeyi affedebileceği halde,kul hakkını asla affetmeyecektir.Çünkü kul hakkını affetme ilahi adalete ters düşen bir olgudur.
            Hak,adalet ve insaftır.Haksızlık başkasının payına düşeni alma,hakkını zimmetine geçirme,zulüm ve insafsızlıktır.Hırsızlık,aldatma,hilekarlık haksız yere başkalarını azarlama,küçümseme,alay etme,gıybetini etme,tepeden bakma,bu cümledendir.
            Mümin,hakkı olmadığı bir şeyi,sahibinin rızası olmadan alamaz.Hak etmediği bir şeyi de isteyemez.Fakat haksız yere herhangi bir şeyi üzerine geçirmişse,hemen iade edip sahibiyle helalleşmelidir.
            Kul hakkının,mümini-kafiri,kadını-erkeği,çocuğu-olgunu yoktur.Her insanın hakkı kutsaldır.Kafirde olsa hukukuna dokunulamaz.Bütün insanların hakkı saygıdeğerdir.Rızası olamadıkça,kimse kimsenin hakkını almaya dokunmaya yetkili değildir.Veda hutbesinde Hz.peygamber;”Canlarınız,mallarınız,namuslarınız mukaddestir.Her türlü tecavüzden korunmuştur.” Buyurarak,dünyada ilk kez insanın insanca yaşamasının garanti altına alınmasını sağlamıştır.
            Dünyada ödenmeyen,helalleşilmeyen hakların hesap gününde ödeneceğinin belirten Hz.peygamber şöyle buyurmaktadır:”Bir kimse kardeşinin haysiyetine yada malına haksız yere tecavüz ettiyse,kıyamet gününden önce helalleşsin.Aksi halde,yaptığı haksızlık oranında,onun iyi amellerinden alınıp hak sahibine verilir.İyiliği yoksa,hak sahibinin günahından alınıp,haksızlık eden kişiye yüklenir.”[1]
            Tarihte insanlara hizmet eden,onlara saygı duyan büyük zatlar peygamberler,insanlara hep değer vermişler ve onların üzerine adeta titremişlerdir.Kendi kovalarına su koymadan önce,başkalarının kovasını doldurmuşlardır.Bencillik davası asla gütmedikleri gibi,büyümek ve yükselmek uğruna kimsenin omuzuna da basmamışlardır.Hakkın en büyüğünden en küçüğüne asla dokunmamışlardır.Bu konuda bize gerçek rehber olan Hz peygamber şöyle buyurmaktadır:”İsterse misvak ağacından bir dal parçası olsun yine kul hakkıdır…”[2]
            Gerçek manada iman etmiş insan,hangi makam ve mevkide bulunursa bulunsun,emanet edilen görevi layıkıyla yapamk zorundadır.Aldığı ücreti helal ettirmek için çaba sarfetmek zorundadır.Kamunun veya tüzel kişilerin görevi gereği,tevdi ettiği imkanları şahsi menfaatına kullanmamak zorundadır.Adaleti hayatında kendine ilke edinen Hz.Ömer’in mesai satleri dışında makamında şahsi parasıyla aldığı mumu yakması,günümüz insanı için örnek alınması gereken bir davranıştır.
            Sosyal hayatta insanlara hizmet verenlerin zaman zaman etrafındakilerden helallık alması peygamberi bir uygulamadır.Beşeriyetimiz gereği belki haksızlık yaptığımız kişiler olabilir,bu durumda onların gönüllerini almak ve onlardan helallık dilemek zorundayız.Hayatının zor anlarında örnek uygulamasında Hz.peygamber şöyle buyurmuşlardır:”Ey insanlar ! Beraber bulunduğumuz esnada,kimin sırtına bir kamçı vurmuşsam işte sırtım gelsin vursun.Kimin malını almışsam gelsin alsın.Sakın hak sahibi,eğer kısas istersem Rasulullah bana darılır diye düşünmesin.Biliniz ki benim fıtratımda benden hakkını isteyene darılmak sözkonusu değildir.Benim yanımda en sevimliniz bende hakkı olupta,onu isteyeninizdir.Veya helal edeninizdir.Ben Rabb’imin huzuruna kul hakkı almaksızın varmak istiyorum.”[3]
            Değerli kardeşlerim !
            Tarihte tanrılık davsı güden,milletleri iki dudağı arsından çıkan sözle yöneten fıravunlar,nemrutlar nice zalimler gelip geçmişlerdir.Günümüz insanı ve insani değrler bütün bunları lanetlemektedir.Sözkonusu bu şahısların saltanatları ve icraatları üzerinde rüzgarlar esmekte,bülbüller ötmektedir.Oysaki insana saygı duyanlar ise ebedileşmekte ve hergün dualarla anılmaktadırlar.Bütün bu tablolar bizler için ibret vesilesi olmalıdır.Güzelliklermizin artmasına, kötülüklerimizin azalmasına katkı sağlamalıdır.
            Kul hakkıyla ölenler cennete giremeyeceklerdir.Öyleyse ölüm bize gelmeden insanlardan helallık dilemeli ve herkese -şayet varsa- haklarını vermeliyiz.Sözlerimi Hz peygamberin sözleriyle bitiriyorum:”Muhakkak ki Allah zalime mühlet verir.Bir de onu yakaladımı kaçmasına meydan vermez.Nefsim kudret elimde olan Allah’a yemin ederim ki,bir adam Allah yolunda öldürülürse sonra dirilirse yine Allah yolunda öldürülürse üzerinde başkalrının hakkı bulundukça cennete giremez.”[4]

            Nemutlu herkese sevgi ve saygıyla davranabilenlere !


[1] Buhari;Mezalim:10
[2] Müslim;İman:218
[3] Müsned;5:30
[4] Müslim;Birr:61