Nisan 16, 2012

HAK VE BATIL MÜCADELESİ

HAK VE BATIL MÜCADELESİ

                Değerli müminler !
                İlk insan ve ilk peygamber Hz Adem’in yaratılmasıyla beraber,hak ve batıl mücadelesi başlamış,kıyamete kadar da devam edecektir.Bu mücadelede hakk’ın yanında olan mutlu,batılın yanında olanlar perişan olacaklardır.Çünkü kainatın Yaratıcı’sı huzurun hak’da,huzursuzluğun ve sıkıntının batılda olduğunu bildirmiştir.
                Hak,Allah’ın kitabına,dinine uygun olan herşeydir.Batılda Allah’ın kanunlarına yüzçevirmek ve onları kabullenmemektir.
                Allah’ın melekleri vasıtasıyla gönderdiği kitapların hepsi haktır.Bunlara inanmamak batıldır.Bu gerçeği ifade buyuran Rab’bimiz şöyle buyururlar:”De ki, (Ey peygamber !)Hak geldi,batıl yıkılıp gitti.Zaten batıl yıkılmaya mahkumdur.”[1]
                İyiyi,güzeli,doğruyu,fazileti,yardımlaşmayı,namus ve hürriyeti temsil eden herşey haktır.Kötülüğü,çirkinliği,rezaleti,yalanı,sahtekarlığı,ahlaksızlığı hayasızlığı temsil eden herşey de batıldır.Allah’ın verdiği nimetleri günahkar olarak harcamak,güzellikleri şehvetle teşhir etmek,toplumun manevi temellerini bu vasıtayla tahrip etmekte batıldır.
                Eğer bir toplumda insanlar hakkı bırakıp batılın peşine düşerlerse o toplumda Allah,peygamber din ve mukaddes değerler hiçe sayılır.Adaletin yerini zulüm,dostluğun yerini düşmanlık,samimiyetin yerini riyakarlık alır.İnsanların kalbi huzursuzluk endişe ve stresle dolar.Toplumda yalan,hile,rüşvet,dalkavukluk ve dolandırıcılık alabildiğine çoğalır.İçki,kumar ve zina toplumu baştan başa kuşatır.Sevgi ve saygı bağları kopup,kardeşlik yerini düşmanlığa bırakır.Camiler cemaatsiz kalırken,meyhaneler,kumarhaneler insanlarla dolup taşar.Maalesef bugün toplumumuzda,manevi değerler zayıflayıp hakk’ın izleri kalplerden silindiği için batıl bir çok alanda hüküm sürmektedir.
                Değerli müminler !
                İnsanların ruhundan Allah sevgisi ve imanı çıkardığınızda nefisler ilah olarak ortaya çıkacaktır.Nefsin arzuları güzel göründüğü için de bir çok taraftar bulabilmektedir.Fakat yok olmaya mahkumdur.”Su üstündeki köpük gibidir.Köpüğün gidip,suyun duruluğunun kalması kaçınılmazdır.”[2]
                İnsanlar yaratılış kanunlarına dönüp yaşayabilseler ne maişet sıkıntısı ne de diğer sosyal sıkıntılara maruz kalmayacaklardır.Sosyal bir tesbitte bulunan Allah şöyle buyurmaktadır:”O ülkelerin halkı,inansalar ve günahtan sakınsalardı,elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık.Fakat yalanladılar,biz de ettikleri yüzünden onları yakalayıverdik.”[3] İslam tarihine bakıldığında bu ayetin tezahürlerini görmek mümkündür.Bir zamanlar Mekke şehrine sıkışıp kalan insanlar,islamın gelişiyle hayat buluyor,çok kısa bir zamanda,aynı insanlar,Kuzey Afrikadan-Çin’e,Yemen’den-
Horasan’a kadar bütün bu bölgeleri fethediyorlardı.İmanın ve hakk’ın tartışılmaz gücü her yerde revaç buluyor ve insanlar Allah’ın nuruna koşuyorlardı.İslam öncesinde bu insanların ruh dünyası putlarla kirlenmişti. Daha sonra Allah’ın nuru putları temizleyince aynı şahıslarda şimşekler çakmıştı.Şahlanan bu insanların yükselişi 17.yüzyıla kadar devam edegelmişti. Son yüzyıllarda batılın aynı insanların torunlarında hakim olmasıyla beraber,alçalış ve sürünme dönemi yeriden yaşanmaya başladı.
                Sevgili kardeşlerim !
                Tarih,Hakk’ın önderleri peygamberlerin,velilerin önünde batılın temsilcilerinin hezimetleriyle doludur,Hz.Musa’nın karşısında Fravun’un, Hz.İbrahim’in karşısında Nemrut’un,Hz.Muhammed’in karşısında Ebu Cehilin,1990 sonrasında ateizmin yıkılması hep bu yıkılışların göstergeleridir. Hakk’ın sevdalıları kısacık dünyanın talipleri değil,iki dünyanın da varisleridirler.Bu bakış açısı,onların dünyalarında hakim unsurdur.Bu yüzdendir ki,müminin adımları hep dengeli ve emindir.Aynı durum batılın taraftarlarında asla görülmeyecektir.Çünkü nefsin esiri olan insanların güzel işler yapması oldukça zor görülür.Bencillik herzaman ön plandadır.Hayatın zorluklarından kaçılıp zevkler tercih edilir.Çünkü hayat yalnız yaşanılan andan ibarettir.Bu durumda,uzun vadeli çalışmalar oldukça zor görülmektedir.
                Sevgili kardeşlerim !
                Müslümanların şahlanışı ancak manevi değerlere sahip çıkılmasıyla mümkün olacaktır.Şairin dediği gibi “İhyayı dinle olur,bu milletin ihyası.”Ruhu imanla dolan,çok çalışacak,tasarruf edecek,mucit olacak ölüm sonrası hayatına güzel eserler ve nesiller bırakmaya çalışacaktır.Biz şuuruyla yaşayacak,milletinin menfaatını şahsına tercih edecektir.Dindaşlarının yardımına koşmayı,İbadet olarak algılayacaktır.İnsanlara hizmeti,hakk’a hizmet olarak düşünecektir.
                Sözlerimi Allah’ın buyruğuyla bitiriyorum:”…biz hakkı batılın tepesine iindiririzde o,batılın işini bitirir.Bir de bakarsınız ki,batıl yok olup gitmiştir.”[4]

                Ne mutlu hakka tabii olabilenlere !


[1] Kuran,İsra,17/81
[2] Kuran,Rad,13/17
[3] Kuran,Araf,7/96
[4] Kuran,Enbiye,21/18