Kasım 28, 2011

ALLAH’IN ADALETİ

ALLAH’IN ADALETİ
            Sevgili müminler !
            Kainat’a hükmeden en önemli kanunlardan ve Kuran’ın dört büyük esasından biri adalettir.Her bir hücrenin,her bir varlığın,yerli yerince yaratılması, her şeye hükmeden bir Adil’in varlığını açıkça ortaya koymaktadır.O kadiri mutlak,atom taneciklerinden devasa gezegenlere kadar bütün her şeyi muazzam bir hesap ve denge içinde oluşturmuştur.”Güneş sistemi ve ay bir hesaba göre”[1] çok ince hesaplarla asırlardan beri şaşmadan çizilen dairelerinde dönmektedirler.Kımıldamayan her yaprakta,uçan her kuşta,yürüyen her karıncada,akan suda,esen rüzgarda,yağan yağmurda,yeşeren fidelerde bütün adili mutlak olan Allah’ın adil isminin tecellileri görülür.
            Her şeyde adaleti kuran Allah,insanlardan da adalete uyup zulümden kaçınmalrını istemesi gayet tabiidir.Konuyla ilgili-her cuma hutbe sonrasında bütün islam dünyasında okunan ayette Allah,şöyle buyururlar:”Allah şüphesiz ki,adaleti ihsanı…emreder.haddi aşmayı yasaklar.”[2] Ayetten de anlaşılacağı gibi insan bütün fiillerini yerli yerince yapmalı ve yine zulmün karşılığı olan haddi aşmayı,aşırılığı,terketmelidir.Dolayısıyla her ikisi de adaletli tavır olmayan ifrat ve tefritten mutlaka sakınmalıdır.Allah’ın ahirette vadettiği nimetlere nail olup,azabından kurtulmamız için adalete dikkatle riayet etmemiz gerekmektedir.
            Allah,ahiret hayatının iman edip güzel ameller işleyenleri mükafatlandırmak için kurulduğunu buyurarak,yaratılışımızın gayesine işaret buyurmaktadır.Konuyla ilgili şöyle buyurulur:”Hepinizin dönüşü Rabb’inizedir.Allah’ın vadi haktır.O önce yaratır.Sonra inanıp yararlı işler yapanların ve inkar edenlerin hareketlerinin karşılığını adaletle vermek için tekrar diriltir.[3] Görüldüğü gibi yapılan iyiliğin ve kötülüğün karşılığı gerçek manada ölüm snrasında verilecektir.Hiç bir şey karşılıksız kalmayacaktır.Allah cennet nimetlerini kazanabilmek için,bütün semavi dinlerle adaleti tavsiye etmiştir.Zulme sapanları da şiddetle kınamış ve cezalandıracağını açıklamıştır.Konuyla ilgili “Allah adaletle davrananları sever.”[4] ilahi fermanı vardır.Diğer taraftanda adaletten sapan zalimler hakkında,”Allah zalimleri asla sevmeyecektir.”[5] buyurulur.Adaletten sapanlar,insanların nefretini kazanan,sevgisinden uzak kalan kişiliği bozuk varlıklardır.Çünkü fıtratın tersini yapmak dengeli bir insan hali olamaz.
            Sevgili müminler !
            Bütün kainat adalet dengesi üzerine durduğu gibi,toplumların temelinde de adalet olmalıdır.Adalet belirli zümrelere uygulanıp,diğer kesimlere uygulanmadığında bozulma,kargaşa,hakim olarak sosyal çalkantılar ortaya çıkacaktır.Bunun sonucunda kamu otoritesi sarsılıp yıkım başlayacaktır.
            Tarihin en büyk adil yöneticisi olan Hz peygamber (a.s)’ın huzuruna bir gün bir hırsızlık olayı gelmişti.Hırsız kadın Mahzum kabilesindendi.Dolayısıyla soylu bir kadına hükmün infazı istenmiyordu.Araya peygamberimizin çok sevdiği Üsame (r.a) girerek hükmün infazının durdurulması istendi.Bu durum karşısında çok sarsılan Allah’ın rasulü şöyle buyurdular:”Ey insanlar ! Geçmiş milletlerin nasıl sapıttığını biliyor musunuz? Onların asılzadelerine bir şey çalsa,onu bırakırlar. Zayıflar aynı suçu işlediklerinde onu cezalandırırlardı.Allah’a yemin ederim ki,böylesine adi bir işi Mahzum kabilesinden Fatıma değil de kızım Fatıma yapmış olsaydı,muhakkak ki onun elini keserdim.”[6]
            İslam adil bir dindir.İslamın gerçek manada uygulandığı dönemlerde,acının, ızdırabın,zülmün eseri görülmemiştir.Her din mensubu inancının gereğini yerine getirmiş,kimse bulunduğu konumdan,inançtan vesair hasletlerden dolayı kınanmamıştır.Dinimiz kendi mensuplarının şeref ve haysiyetini nekadar korumuşsa,diğerlerini de aynı oranda koruyarak zulme mani olmuş ve şöyle buyurulmuştur:”Dinde zorlama yoktur.Artık hak ile batıl ayrılmıştır.”[7]
            Zulme mani olmak,adaletin destekcisi ve teşvikcisi olmak her bir müminin aslı görevlerindendir.Herkesin şeref ve hatsiyetine,inancına,saygı duymak insanlığımızın gereğidir.Mümin kendi hakkının savunucusu olduğu gibi,başkalarının haklarını da çiğnetmemelidir.Yanlışların görüldüğü yerde düzeltilmesi,düzeltilmiyorsa sessiz protosto edilmesi gerekmektedir.
            Adalet sadece hukukun kurumlarında uygulanan bir hüküm değildir.Amir memura,hoca talebeye,baba çocuğuna,tüccar müşterisine,işveren işcisine hülasa gücün olduğu herkes diğerlerine uygulamalıdırlar.Diğer yandan insanın kendi nefsine de adaleti uygulaması gerekmektedir.Kendine saygısı olmayanın başkasına saygılı davranması beklenmemelidir.
            Sözlerimi en güzel söz olan Allah’ın ayetleriyle noktalıyorum:”Hiç şüphesiz Allah size,emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.Allah size ne güzel öğüt veriyor.Şüphesiz ki Allah işitir ve görür.”[8],”…saldıranlarda Allah’ın buyruğuna dönmelerine kadar savaşınız.Eğer dönerlerse aralarını adaletle bulup adil olunuz.Şüphesiz ki Allah adil davrananları sever.”[9]

            Nemutlu adil olabilenlere !


[1] Kuran;Rahman,55/5
[2] Kuran;Nahl,16/90
[3] Kuran;Yunus,10/4
[4] Kuran;Maide,5/42
[5] Kuran;Neml,27/50
[6] Müslim,Hudud 8-9
[7] Kuran;Bakara,2/258
[8] Kuran;Nisa,4/38
[9] Kuran;Hucurat,49/9