Kasım 28, 2011

EBEDİ GENÇLİĞİ KAZANMA

EBEDİ GENÇLİĞİ KAZANMA

            Çocukların özenle bekledikleri,yaşlıların hasretini çektikleri gençlik çağı, hayatın belki de en güzel zaman dilimidir.Gençlik ömrün baharı,hayatın en tatlı anları,Allah’ın en güzel lutuflarından biridir.
            İnsan bir  yolcudur.Bu yolculuk ruhlar aleminden ana rahmine,ana rahminden çocukluğa,çocukluktan gençliğe,gençlikten ihtiyarlığa,ihtiyarlıktan kabre,kabirden haşre,haşirden ebede kadar devam eder.[1] Bir yolcu yolculuğu esnasında,nasıl bir an önce son durağa varmayı arzu eder ve ara mesafelerde oyalanmaksızın yoluna devam ederse,insan da ebediyete varacak yolculuğunu aynı idrak ile yapmak zorundadır.Bu dünyanın bir “ara mesafe”olduğunu idrak ederek,hayatını ona göre düzenlemek zorundadırPeygamberimiz (a.s) henüz genç yaşta olan Abdullah b. Ömer (r.a)ha “Dünyada garip bir yolcu gibi yaşa.”[2] buyururken ümmetinin her asırdaki genç nesillerine bu gerçeği işaret etmektedir.
            Bilinen bir gerçektir ki,insanın ebedi hayatı ve bu dünyadaki görevleri hatırlamaktan alıkoyan engeller,hep gençlik döneminde olmaktadır.Çünkü gençlik,heyecanın,duygunun oklukça yoğun olduğu dönemdir.Fiillerinin doğuracağı sonuçları başlangıçta düşünemeyen gençler,sonunda büyük bir pişmanlıkla karşı karşıya kalmaktadırlar.Ancak bazen pişmanlıkta fayda vermemektedir.
            Günümüzde büyüklerine kızıp evini terkeden,kimsenin nesihatını dinlemeyen, bir anlık intikam hırsıyla en vahim fiileri işleyebilen,gayri meşru bir zevk için acımasız sıkıntılara düşen,bütün hayatlarını karatacak sıkıntılara kapılabilen gençlerin içler acısı hali bu gerçeğin kötü halini gözönüne sermektedir.Bunun çaresi ise,dünyanın ve hayatın manasını açıklayan ilahi mesajlara kulak vermektir.Zira insanları başıboşluktan kurtaracak yegane unsur,hayatın gayesini bilmekle olabilir.Gençler şu ikazlara eğilmelidirler:”Biliniz ki,dünya hayatı ancak bir oyun,eğlence,bir süs,aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlat edinme isteğinden ibarettir.Tıpkı bir yağmur gibidir ki,bitirdiği ziraatcıların hoşuna gider,sonra kururda sen onun sapsarı olduğunu görürsün.Ahirette ise çetin bir azap vardır.Yine orada Allah’ın mağfireti ve rızası vardır.Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten ibarettir.”[3] “Gençlik mutlaka gidecektir.Her gecenin bir gündüzü olduğu gibi,gençliğin de ihtiyarlığı vardır.Ölümü vardır.Eğer fani gençlik iffetle hayırlı işlerle doğruluk çerçevesinde geçirilirse onunla sonsuz bir hayatın kazanılacağını bütün semavi kitaplar ilan etmektedir.
            Sevgili müminler !
            Gençliğin kötüye kullanılmasıyla gelen hastalıkla hastahanelere,taşkınlıkla hapishaneye ve ruhun mnevi gıdasızlığı yüzünden meyhaneye düşeceklerini bilmek isterseniz,buraların istatistiklerine bakmak yeterlidir.Hapishanelerin çoğu gençlerle dolu olduğu gibi,meyhaneler ve akıl hastahaneleri de çoğunlukla gençlerle doludur.Dünyanın ve ahiretin kazanıldığı en güzel ömür olan gençlik çağı,meşru olmayan oyun ve eğlencelerle zehire ve sıkıntıya çevirmek insanın kendi kendine yapabileceği en büyük kötülüktür.Meşru dairedeki zevklerle yetinmeyip,Allah’ın en en güzel emanetini günahlarla kirletmek ,aynı zaman da Allah’ın nimetine bir nankörlüktür.
            Geçmişteki olayları filmlerden seyrettiğimiz gibi,gelecekteki hallerimizi de seyredebilecek olsaydık o zaman kendimizi toparlayabilirdik.Gerçekten de öyle değilmidir? Bugün güzellikleriyle övünenler elli sene sonraki hallerini tasavvur edebiliyorlar mı ? Eğer mümkün olsa da bilseler,göreceklerdir ki,ya toprağa karışıp çürümüşler veya o güzelliğin yerini çirkin bir hal almış olacaktır.
            Sevgili müminler !
            En büyük sermayemiz olan gençlerimizi,manevi değerle eğitmeliyiz.Çağın gereği ilimlerin yanında ruhlarını da din ve milli duygularla doldurmalıyız.O zaman ebeveynler saygılı gençleri karşılarında bulacaklar,suç oranları düşecek,ülke daha emin ellere teslim olacaktır.Bu günün tüketicileri yarının üreticileri olacak ülke kalkınması sağlanacaktır.Zararlı alışkanlıklar ortadan kalkacak,bunlardan korunmak için ayrılan paralar gençlerin eğitimine aktarılacaktır.O zaman bayraklar daha gururla dalgalanacak,milletin başı daha da dik olacaktır.
           
            Nemutlu manevi değerlerle bezenen gençlere !


[1] Nursi,Bediüzzeman Said,Mesnevi Nuriye,s.204
[2] Tirmizi,Zühd:25
[3] Kuran,57/20