Kasım 28, 2011

HAC YOLCULUĞU

HAC YOLCULUĞU

              Değerli müminler!
            Günlerden beri ülkemiz geniş manada yeryüzü yüce bir heyecanı,ilahi bir huşuu yaşamaktadır.Bu heyecan bu tatlı telaş,bu zevkli meşguliyet ilahi huzura çıkmanın ilk adımları kainat efendisinin ziyaretine gidişin ilk izleridir.Binlerce davetli,pervanenin ışığa koşuşu gibi,ruhen,kalben bedenen Kabe nuruna kıblegaha doğru akın etmektedir.
            Kefeni andıran beyaz(parçalarına-ihrama)sarılıp Kabe’ye doğru yöneliş,bir uyanışa bir dirilişe benzemektedir.Bu olay,haşir sabahında mezarlarından kalkan insanların uyanışını andırır.Hac,islam dini üzere yaşanacağının teahhüdü olan telbiyesiyle,kulluk imzası olan kurbanıyla,bütün kötülüklerden vazgeçtiğinin işareti olan şeytan taşlamasıyla,islam dışı düşünce ve duyguları koparıp atmak olan saç kesmsiyle,ancak pratiği yapıldığı zaman kavranacak bir ibadettir.
            Hac yolculuğunda bir gaye ve hedef birliği vardır.Bütün hacı adaylarının gayesi,Allah’ın rızasını,islamın doğuş yerlerini,hazreti peygamberi,hergün beş vakit kendisine döndüğümüz kabeyi ziyaret etmek ve dünyanın meşgaleleri,günahların insan üzerinde bırakmış olduğu psikolojik etkiyi-manevi kirlenmeyi atıp yeniden doğarcasına hayata başlamaktır.
            Hac dünyada yaşayan bir buçuk milyarı aşkın müslümanın bir araya geldiği,aynı anda namaz kılıp,omuz omuza tavaf yaptığı,aynı duygularla Allah’a dua ettiği,problemlerine çözüm aradığı bir kongire merkezidir.Hac,çağlar üstü islam mesajının insanlığa hediye ettiği en büyük eşitlik ve ilahi demokrasinin tecelligahıdır.Hac bütün müslümanlar arasında evrensel bir rabıta oluşturan ırk,renk dil ve coğrafya farklarını potasında eriterek inananları aynı safta birleştiren,müslümanlar için inanç,gaye ve mekan birliğini gerçekleştiren bir ibadettir.
Milletler arası bir hüviyet arz eden Kabe’de;Kenyalı’dan-Almanına,Malilisinden-Amerikal’ısına, herkes eşittir.Bütün müminler Allah’ın emrine boyun eğmişlerdir.
Gönülleri çoşturan,insanı melekiyet mertebesine çıkaran,ulvi ibr heyecan bembeyaz melek suretinde çoşkun bir ruhla “Lebbeyk”(kabul ettim)duasını hep bir ağızdan bütün kainata ilan eden bir insan seli vardır.Bu muazzam birlik ve kaynaşma,kainatı titreten “Lebbeyk nidaları gerçekten yeryüzü bir mescit,Mekke bir mihrap Medine bir minber”gerçeğinin en güzel bir görüntüsüdür.
            Maddi ve manevi faydaları sayılamayacak kadar çok olan bu mali ibadet hakkında peygamberimiz”Hac ve umre yapınız.Muhakkak ki onlar körüğün metallerin carufunu ayırdığı gibi,fakirliği ve günahı insanlardan giderir.Makbul bir haccın sevabı,cennetten başka bir şey değidir.(1)buyurmaktadır.Kuran-ı Kerim de de o kutlu mekanlar şöyle anlatılır.”Şüphesiz (yeryüzünde)insanlar için kurulan ilk mabed Mekke’deki çok mübarek ve alemler için hidayet kaynağı olan Kabe’dir.Orada (insanlık için)açık açık deliller vardır.Oraya giren güvene erer.Yoluna gücü yeten herkesin,Kabeyi haccetmesi,Allah’ın insanlar üzerindeki hakdır.”(2)
            Hacca gitmenin vebal ve vehametini anlatan peygamberimiz,”Bir mümin görülür bir yoksulluk,engelleyici bir hastalık ve gitme hürriyetine bir engel olmaksızın,hac yapmadan ölürse,o iki ölümden biri üzerinde-dilerse yahudi,dilerse hiristiyan -olarak ölsün(3)buyurup geçiktirmemeyi de şöyle öğütlemektedir:“Hacca acele ediniz Zira sizden birinizin başına ne geleceği bilinmez”(4)
            Sözlerimi mübarek mekanların aşk ve heyecanıyla yaşayan,yolculuk sıkıntısına dayanamadığı için hacca gidemeyen bir divan şairinin sözleriyle noktalıyorum.”Ey badi saba!Yolun uğrarsa semti harameyne.Selamını arzeyle rasulüs’sakaleyne…
            (1)Buhari;İman,1-2,Salat,10.
            (2)Kuran;3/97
            (3)Tirmizi;hac,6.İman,3.
            (4)Ebu   Davud;Menasık,66.
            (4)Kuran;3/97