Kasım 28, 2011

DUA VE RAMAZAN

DUA VE RAMAZAN

            Halk dilinde onbir ayın sultanı olarak tanımlanan ramazan ayı,ibadetlerin çokca yapılması gereken manevi bir ticaret mevsimidir.Bu manevi ticaret mevsiminde azami faydayı temin için çalışma ve gayret göstermek mümine yakışan en güzel haldir.Kuran’ın inzal buyurulduğu,bin aydan hayırlı kadir gecesinin bulunduğu,orucun tutulduğu teravihlerin lahuti atmosferlerde eda edildiği,mukabele ve sohbetlerle gönüllerin çoşup olgunlaştığı bu mübarek zaman diliminde dualarımızı da,çoklaştırmak gerekmektedir.
            Bilindiği gibi duayla ilgili ayetten hemen önce ramazan ayı ve oruçla ilgili ayetler vardır.İlgili ayette Rabb’imiz şöyle buyururlar:”Ramazan ayı,insanlara yol gösterici,doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kuran’ın indirildiği aydır.Öyle ise,sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun.”[1] Bu ilahi tebliğat,müminlere yapıldıktan hemen sonra da,yine şöyle buyurulur:”Kullarım sana,beni sorduğunda (onlara deki) Ben çok yakınım.Bana dua ettikleri vakitte,dua edenin dileğine karşılık veririm.O halde kullarım da benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki,doğru yolu bulalar.”[2]
            Sevgili Müminler !
            Oruçlunun ruh hali oldukça coşkundur.O açlıkla nefsini terbiye eden,Allah için dünya nimetlerini terkeden,hem cinslerinin izdirabını yoksulluklarını bilfiil oruçla yaşayarak hisseden,bahtiyar insandır.Böyle bir insanda dünyada paylaşım ruhu zirveye çıkar.Egoizm yok olur.Benlik ruhu değil biz duygusu gelişir.Sofralar da,camilerde,çarşılarda birlik ve beraberlik duygusu en yüksek mertebeye çıkar.Zenginler Allah’ın  ihsanatını Allah’ın kullarına ihsan etmek için yarışırlarken,fakirlerde sevinç vardır.Hatırlanmanın ve iltifatta bulunulmanın memnuniyeti iç dünyalarını kuşatır.
            Ramazanın bütün bu özelliklerini anlatan Hz peygamber (a.s) şöyle buyururlar:”Ramazanın ilk gecesinde cennet kapıları açılır.Her gece sabaha kadar bir melek şöyle seslenir:Günahlarının affedilmesini isteyen yok mu ? Allah affetsin.Tevbe eden yok mu ? Allah tevbesini kabul buyursun.Dua eden yok mu ? Duasına icabat edilsin.Kendisi için bir şey isteyen yok mu ? İsteği hemen karşılansın.”[3]
            Hz peygamber (a.s) müminleri böylece duaya teşvik ederken kendileri de bu ayda her vesileyle dua ederlerdi.Sahurlarda,iftarlarda,teravihlerde sair zamanlarda dua ve niyazlarını Rabb’ine arzederlerdi.Kendileri iftar sofralarına icabet ettiği gibi,sofrasına başkalarını davet eder. Bu muhabbet ortamındaki duaların reddolunmayacağını şöyle açıklardı:”Oruçlunun iftar vaktindeki duası asla reddolunmaz.”[4] Bu mübarek vaktin affa ve bağışlanmaya vesile olacağını bildiren peygamberimiz (a.s) sıkca şu duayı tekrar ederlerdi:”Ya rabbi ! Her şeyi kuşatan rahmetinin hakkı için beni af ve mağfiret eyle.”[5] Kendilerinin ismet sıfatı olamsına rağmen Allah’dan affını istemesi müminlere yol göstermek içindi. Peygamberimiz (a.s) bu sözlerle dua etmek suretiyle ümmetine nasıl dua etmeleri gerektiğine işaret etmişlerdir.
            Değerli müslümanlar !
            Hem nefsini hem de bedenini oruç tutturmak suretiyle melekleştiren mümin,ramazanda sürekli ibadet halindedir.İhlas ve samimiyetiyle ruhen şahlanan,bu mübarek insanı anlatan yüce peygamberimiz:”Üç kişinin duası geri çevrilmez.Adaletle hükmeden hakim,iftar edinceye kadar oruçlu ve zulme uğrayan mazlum”buyurmuşlardır.[6] Ramazanın feyizli ikliminde ruhlarını eğiten ,müminlere yol gösteren,onların dünya ve ahiret hayatında mutlu olmalarının formüllerini anlatan sevgili peygamberimiz yine bir başka hadislerinde şöyle buyururlar:”Bu ayda dört ameli çokca yapınız.Bunlardan ilk ikisiyle Allah’ın hoşnudluğunu kazanırsınız.Diğer ikisini ise sürekli yapmaya muhtaçsınız.Allah’ın rızasını kazanacağınız iki amel;Allah’dan başka hiç bir ilah olmadığına şehadet etmeniz ve ondan affınızı dilemenizdir.Yapmaya muhtaç olduğunuz iki amel ise,Allah’dan cenneti istemeniz ve cehennem ateşinden O’na sığınmanızdır.”[7]
            Sevgili kardeşlerim !
            Şuurlu mümin;içerisinde yüzdüğü bu eşsiz fırsatlar denizinden azami yararlanmaya çalışır.Kalbi dünyasını daha da olgunlaştırıp enginleşen iç dünyasıyla sevgililer sevgilisine içini döker.Kararan benliğini,ramazanın aydınlığıyla nurlandırır.Yoksul ve fakirlere yardımlarıyla onların dualarını almaya çalışır.Çalıştığı ve çalıştırdığı işyerinde,evinde,çarşısında-pazarında karşılaştığı insanlara tebessümleriyle,karşılıklı dualarıyla insanların arasında bahar esintilerini yayar.Bu duygu ve düşüncelerle olgunlaşan benliğini “Bin aydan hayırlı olan”[8] kadir gecesine hazırlanıp,seksen yıllık bir ömür daha dua ve niyazlarla geçirmeye çalışır.Böylece fani ömrünü bakileştirmeye çalıştığı gibi,insanlar arasında da,islam insanının güzelliği ve imajını yerleştirmiş olur.
            Bu mübarek ayda duanız kabul,gönlünüz huzurla dolsun.
           


[1] Kuran,Bakara,2/185
[2] Kuran,Bakara,2/186
[3] Müsned,4/22
[4] Tirmizi,Daavat:129
[5] İbn Mace,Sıyam:48
[6] İbn Mace,Sıyam:50
[7] Buhari,Sıyam:45
[8] Kuran,Kadr,97/3