Kasım 28, 2011

ÇOCUK VE DİN EĞİTİMİ

ÇOCUK VE DİN EĞİTİMİ

            İnsanın içgüdüsünde bulunan meziyetlerden biri de merak duygusudur. İnsan bu duygunun verdiği şevkle sürekli öğrenme arzusuyla yaşamaktadır.Doğumundan ölümüne kadar her gün yeni bilgiler almak,aldıklarını hayatında uygulamak istemektedir.
            Diğer varlıkların her biri,doğumlarıyla beraber,büyük bir eğitim almışcasına hemen annelerini taklid edebilirler.Nitekim bir çok hayvanın yavrusu,doğar doğmaz hemencecik ayağa kalkıp icraata başlayabilmektedir.İnsan ise böyle değildir.O doğumuyla beraber başkalarının şefkatine muhtaç olmakta ve himaye duygusuyla ancak varlığını sürdürebilmektedir.Bu konuya işaret buyuran Allah şöyle buyurmaktadır:”Allah sizi annelerinizin karnından hiç bir şey bilmezler olarak dünyaya getirdi.”[1]
            Çocuğun bu yönünü inceleyen eğitimciler onu şöyle anlatmaktadırlar:”Çocuk anne ve babasının yanında emanettir.Temiz kalbi,her türlü zorlamalardan uzak,kıymetli bir çevherdir.O her verilecek eğitime kabiliyetli olduğu gibi,yönlendirilen her şeyi almaya da yatkındır.O hayra yönlendirilirse,hayır üzere büyür.Dünya ve ahirette mutlu olur.”[2]
            İnsanın doğuştan dinen ve ruhen aynı düzeyde olduğunu belirten peygamber’imiz şöyle buyururlar:”Her çocuk fıtrat üzere doğar.Konuşmaya başlayıncaya kadar bu hal üzere devam eder.Sonra anne ve babasının etkisiyle yahudi,hıristiyan veya mecusi olur.”[3]
            Bu hadis-i şeriften de anlaşılacağı gibi çocuklar doğuştan temiz ve salim fıtrata sahiplerken,yönlendirmeyle bu durum ya hayra veya şerre dönüştürülebilir.Burada eğitimin rolü oldukça önemlidir.Eğitim ise ailenin,çevrenin ve okulun işbirliğiyle meydana gelmektedir.Oranlar değişsede bu üçlü,çocuk şahsiyetinin şekillenmesinde en önemli etkendir.Günümüzde oldukça yaygınlaşan internetten televizyon yayınlarına,dergilerden kitaplara hemen hemen her malzeme çocukların eğitiminde önemli bir veridir.
            Ailenin çocukların eğitimindeki rolü oldukça önemlidir.Ailenin diğer etkenlerden daha fazla,insan denilen mükerrem varlığın yetişmesinde payı vardır.Peygamberimiz bu hususa işaretle şöyle buyuruyor:”Bir babanın çocuğuna en güzel mirası ona verilen terbiyedir.”[4] Yapılan işin nekadar önemli olduğunu ve ölüm sonrası boyutunun varlığını dile getiren peygamberimiz başka bir hadislerinde:”Kişi öldüğü zaman amel defteri kapanır.Ancak üç sınıf insan bunlardan istisnadır.Bunlardan biri de salih evlat yetiştirenlerdir.”[5] buyurmaktadırlar.
            Sevgili kardeşlerim !
            Bizim için “birer imtihan vesilesi”olan çocuklarımızı nasıl yetiştir meliyiz? İslam eğitim litaratürlerine baktığımızda şunları görmekteyiz.Öncelikle çocuğa güzel bir isim verilmeli.Bu ismin güzel manalar çağrıştıran ve islami şeairden olmasına itina gösterilmelidir.Gıdası,helal olan kazançtan sağlanmalıdır.Çocuk haram lokmayla büyümemelidir.Konuşmaya başlar başlamaz ona tevhid akidesi mutlaka aşılanmalıdır.Bu cümleden olarak ilk konuşmaya başladığında,kelime-ı tevhid ona belletilmelidir.[6]
            Modern eğitimciler 5-7 yaşalrını eğitime başlama yaşı olarak kabul etmişlerdir.Bu yaşla başlayan eğitimde dini bilgilerde yer almalıdır.Bu cümleden olarak dinin temelini teşkil eden kuran öğrenimi mutlaka verilmelidir.Kuran-ı öğrenmenin ve O’nu okumanın aynı zamanda bir ibadet olduğu asla unutulmamalıdır.Bu konuyu açıklayan Allah,şöyle buyurmaktadır:”Allah’ın kitabını okuyup(O’na uyanlar),namazı kılanlar,kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık harcayanlar,tükenmeyerek bir kazanç umabilirler.”[7]
            İslami eğitim geleneğinde Kuran öğrenmenin önemini anlatan İbni Haldun,”Çocuklara kuran öğretmek dinin şeairinden bir şiardır.O yüzden müslümanlar bunu esas alarak,bütün beldelerinde yaygın olarak kuran eğitimi yapmışlardır.Çünkü kuran ayetlerine ve hadislere dayanan islam imanının kalplerde yerleşmesi,herşeyden önce bu şiara bağlıdır.Onun için kuran öğrenimi esas haline gelmiştir.” der.
            “Ağaç yaş iken eğilir “atasözünde de ifade edildiği gibi,küçük yaşlarda kendilerini şekillendirdiğimiz çocuklarımıza islami ilimleri öğretmeliyiz.Başta kuran okumaları olmak üzere,onlara ömür boyu kullanacakları ilmihal bilgilerini belletmeliyiz.Bu dünyaya niçin geldiklerini,yaratılış gayelerinin ne olduğunu,nereye gideceklerini ,islami kaynaklar ışığında anlatmalıyız.Çünkü “Bir çocuk küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imani alamazsa,sonra pek zor ve müşkil tarzda islamiyet ve imanın erkanlarını ruhuna alabilir.Adeta gayri müslim birisinin islamiyeti kabul etmek derecesinde,zor olup yabani düşebilir.”[8]
            Dünyada huzur ve çocuklarımızdan saygı istiyorsak anlara dini eğitim vermeliyiz.Dini eğitimle beraber onlar hem başarılı olacak,hem de zararlı alışkanlıklardan uzak kalabileceklerdir.Dinsiz yetişen nesillerden saygı beklemek mümkün değildir.Ahirette ise bizim en güzel varlıklarımız,dini ve manevi değerleri öğretmediğimiz için bizden şikayetci olacaklardır.

            Nemutlu,çocuklarına müsbet bilimle beraber dini bilimleri de öğretebilenlere !


[1] Kuran;Nahl:16/78
[2] Canan İbrahim;Hz Peygamberin Sünnetinde Terbiye,s:48,(İbnü’l Hacc el-Maliki’den nakil)
[3] Buhari:Cenaiz:80
[4] Müstedrek;4:263
[5] Ebu Davut;Vesaya:14
[6] Canan İbrahim;Çocuk Terbiyesi,s:86,1979,İst.
[7] Kuran;Fatır:35/29
[8] Nursi B.Said,Emirdağ Lahikası,1/40