Aralık 06, 2012

ÇAĞDAŞ KİRLİLİKLER VE İSLAM


ÇAĞDAŞ KİRLİLİKLER VE İSLAM

Sevgili müminler!
21.asrın insanlarına bir göz atacak olursak, birçok sosyal sıkıntılara müptela olduklarını görürüz. Bunların altında yatan en belirgin sebep ise,ahlaki yozlaşmadır.Günümüz insanının maalesef karşı karşıya bulundukları problemleri şöylece sıralamak mümkündür.Bir tarafta milyarlarca dolarlık servet,bir tarafta bir dilim ekmek bulamayanlar.Dünya barışı lakırdılarına rağmen bir tarafta bitip,diğer tarafta başlayan savaşlar.Bu vesileyle trilyonlarca dolar cirolar yapan silah sanayi.Milletlerin bağımsızlığı, özgürlük,demokrasi söylemlerine rağmen gerçekte sömürülen ve bu uğurda bin bir tuzakla döndürülen fasıt daireler.Akıl almaz sömürü tuzakları.Yolsuzluklar,mal ve can güvenliği,terör belası,cinsel istismar,uyuşturucu ve alkol bağımlılıkları ve bunların doğurduğu aile faciaları.Toplumsal huzursuzluk ve hayattan bakıp usanma…
Aziz müminler!
Bütün bu sayılan problemler, insanlığın kalbinden Allah korkusu ve sevgisinin olmamasının nelere mal olduğunu gösteren dehşet tabloları.Merhum Akif’in dediği gibi,”Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır.Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.”İnsan oğlunun kalbinden iman duygusu bir kez silinmeye görsün o zaman İbn Hazm’ın dediği gibi “İnsanın insana verdiği acılar,vahşi hayvanların canavarların verdiği acılardan daha büyük olur.”Diğer yandan çağımız insanının sıkıntıları,imansızlığın faturasının ne kadar ağır olduğunun göstergesidir.Sevgili peygamberimiz (a.s)toplumsal huzurun korunması için şöyle buyururlar:”Nerde olursan ol Allah’tan kork.”1
Başta asr-ı saadet (mutluluk çağı) olmak üzere,imani değerlerin yaşanıp uygulandığı çağlarda, islamın inanç ve ahlak değerleri,Müslümanlarda derin bir insan ve varlık sevgisi geliştirmiş,dünyanın başka yerlerinde insanlar,feodal yönetimlerin zalimlerin,imansızların zulümleri altında inlerken müslümanların sevgi idaresinde yaşayanlar müsaha ve adalet ölçülerin muazzam atmosferinde huzurla yaşayabilmişlerdir.Tarihimizin altın sayfalarında bir hatıradan ibaret kalan bu güzel ortamlarda,mahkemeler davasız,hakimler işsiz,asayiş memurları meşgalesiz kalmışlardır.Toplum hayatı süt liman,geceler ve karanlıklar,gündüzden daha emin hale gelmiştir.
Sevgili kardeşlerim!
Hicret esnasında düşmanların emanetlerini dahi iade etmeyi ihmal etmeyen Hz.Peygamber’e yetimlerin ihtiyacını sırtında taşıyarak evine kadar götüren Hz.Ömer’e,bir Rum ustanın şikayeti üzerine sanık sandalyesine oturan çağ açıp kapayan sultan Fatih’e günümüz insanı, ne kadar muhtaçtır.
“Gözümde ne cennet sevgisi ne de cehennem korkusu vardır.Türk İslam milletine binlerce canım feda olsun” diyen Bediüzzaman’a,amele pazarında işçilerin yevmiyelerini veripte dinin öğreten islam büyüklerine ne kadar muhtacız.!
Bütün bu zirve şahsiyetler,islam ahlakının yerleştiği, yaşandığı sevgi ikliminin ürünleridir.Çağımız insanına huzur vermek istiyorsak Allah korkusunu insanların kalbine yerleştirmeliyiz.Sevgi ve saygı hamuruyla toplumları yoğurmalıyız.”Cennet dedikler bir köşk birkaç huri/O’nu isteyene ver, bana seni gerek seni.”diyecek kadar fedakar erdemli değerleri insanlara belletmeliyiz.Böyle olunca, sokaklar güvenli olacak,kaynaklar yerli yerinde kullanılacak,suistimallar olmayacak,herkes hizmet aşkıyla Allah’ın kullarına hizmet etmeyi şeref kabul edecektir.
Ne mutlu İslam ahlakının güzel değerlerini yaşayabilenlere!

1 Tirmiz;i,Sahih,”Kitabül birr ves’sila”,55..Darimi,; Sünen,”Kitabür-rikak”,77