ÇAĞDAŞ KİRLİLİKLER
VE İSLAM
Sevgili müminler!
21.asrın
insanlarına bir göz atacak olursak, birçok sosyal sıkıntılara
müptela olduklarını görürüz. Bunların altında yatan en
belirgin sebep ise,ahlaki yozlaşmadır.Günümüz insanının
maalesef karşı karşıya bulundukları problemleri şöylece
sıralamak mümkündür.Bir tarafta milyarlarca dolarlık servet,bir
tarafta bir dilim ekmek bulamayanlar.Dünya barışı lakırdılarına
rağmen bir tarafta bitip,diğer tarafta başlayan savaşlar.Bu
vesileyle trilyonlarca dolar cirolar yapan silah sanayi.Milletlerin
bağımsızlığı, özgürlük,demokrasi söylemlerine rağmen
gerçekte sömürülen ve bu uğurda bin bir tuzakla döndürülen
fasıt daireler.Akıl almaz sömürü tuzakları.Yolsuzluklar,mal ve
can güvenliği,terör belası,cinsel istismar,uyuşturucu ve alkol
bağımlılıkları ve bunların doğurduğu aile faciaları.Toplumsal
huzursuzluk ve hayattan bakıp usanma…
Aziz müminler!
Bütün bu sayılan
problemler, insanlığın kalbinden Allah korkusu ve sevgisinin
olmamasının nelere mal olduğunu gösteren dehşet tabloları.Merhum
Akif’in dediği gibi,”Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne
vicdandır.Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.”İnsan
oğlunun kalbinden iman duygusu bir kez silinmeye görsün o zaman
İbn Hazm’ın dediği gibi “İnsanın insana verdiği
acılar,vahşi hayvanların canavarların verdiği acılardan daha
büyük olur.”Diğer yandan çağımız insanının
sıkıntıları,imansızlığın faturasının ne kadar ağır
olduğunun göstergesidir.Sevgili peygamberimiz (a.s)toplumsal
huzurun korunması için şöyle buyururlar:”Nerde olursan ol
Allah’tan kork.”1
Başta asr-ı saadet
(mutluluk çağı) olmak üzere,imani değerlerin yaşanıp
uygulandığı çağlarda, islamın inanç ve ahlak
değerleri,Müslümanlarda derin bir insan ve varlık sevgisi
geliştirmiş,dünyanın başka yerlerinde insanlar,feodal
yönetimlerin zalimlerin,imansızların zulümleri altında inlerken
müslümanların sevgi idaresinde yaşayanlar müsaha ve adalet
ölçülerin muazzam atmosferinde huzurla
yaşayabilmişlerdir.Tarihimizin altın sayfalarında bir hatıradan
ibaret kalan bu güzel ortamlarda,mahkemeler davasız,hakimler
işsiz,asayiş memurları meşgalesiz kalmışlardır.Toplum hayatı
süt liman,geceler ve karanlıklar,gündüzden daha emin hale
gelmiştir.
Sevgili kardeşlerim!
Hicret esnasında
düşmanların emanetlerini dahi iade etmeyi ihmal etmeyen
Hz.Peygamber’e yetimlerin ihtiyacını sırtında taşıyarak evine
kadar götüren Hz.Ömer’e,bir Rum ustanın şikayeti üzerine
sanık sandalyesine oturan çağ açıp kapayan sultan Fatih’e
günümüz insanı, ne kadar muhtaçtır.
“Gözümde ne
cennet sevgisi ne de cehennem korkusu vardır.Türk İslam milletine
binlerce canım feda olsun” diyen Bediüzzaman’a,amele pazarında
işçilerin yevmiyelerini veripte dinin öğreten islam büyüklerine
ne kadar muhtacız.!
Bütün bu zirve
şahsiyetler,islam ahlakının yerleştiği, yaşandığı sevgi
ikliminin ürünleridir.Çağımız insanına huzur vermek istiyorsak
Allah korkusunu insanların kalbine yerleştirmeliyiz.Sevgi ve saygı
hamuruyla toplumları yoğurmalıyız.”Cennet dedikler bir köşk
birkaç huri/O’nu isteyene ver, bana seni gerek seni.”diyecek
kadar fedakar erdemli değerleri insanlara belletmeliyiz.Böyle
olunca, sokaklar güvenli olacak,kaynaklar yerli yerinde
kullanılacak,suistimallar olmayacak,herkes hizmet aşkıyla Allah’ın
kullarına hizmet etmeyi şeref kabul edecektir.
Ne mutlu İslam
ahlakının güzel değerlerini yaşayabilenlere!
1
Tirmiz;i,Sahih,”Kitabül birr ves’sila”,55..Darimi,;
Sünen,”Kitabür-rikak”,77