KİNİ YOK EDEN HASLET
AFF
Muhterem
Müminler!
Günümüzde sosyal
barışı sağlayan milletlerin iç bünyelerinde huzur
vardır.Huzurun olduğu coğrafyalarda gelişme ve kalkınma
olacaktır.Huzurun olmadığı bölgelerde bunlardan bahsetmek mümkün
değildir.
İslam insanlığa
huzur vadeden bir dindir.Gerçekten de 15 asırlık tecrübe bunu
göstermiştir.Asrı saadette insanlar birbirleriyle mutlu yaşamış
ve sevgi o toplumun ana paydası olmuştur.
Huzuru
toplumda,fertler arasında hakim kılmanın vasıtalarından biri de
affedici olmaktır.Affetmek insanların haklı olduğu halde
muhatabından intikam almayı terk etmesi ve onu
bağışlamasıdır.Böylesine bir davranış nefse ağır gelse
de,insanların cennete girmesine vesile olan ameller arasında
sayılmaktadır.Nitekim Kuran-ı Kerim’de Yüce Allah şöyle
buyurmaktadır: “Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda
harcarlar;öfkelerini yenerler,insanları affederler.Allah iyilik
edenleri sever.”1
Sevgili Peygamberimiz (a.s)da gerçek kahramanlığın savaşlarda
cesaret göstermek yanında öfkeye hakim olma olduğunu şöyle
tanımlar: “Yiğit dediğin güreşte rakibini yenen kimse
değildir.Asıl yiğit kızdığı zaman öfkesini yenebilendir.”2
Değerli Kardeşlerim!
Beşeri ilişkilerin
temeli insanların uzlaşma anlayışı ve karşılıklı sevgi ve
saygıyla mümkündür.Bu güzel hasletlerin olmadığı yerlerde
tartışma,kin kavga ve husumet her zaman mümkündür.Oldukça basit
olaylardan dolayı başlayan kin,zamanla büyüyüp önü alınmayınca
büyük düşmanlıklara sebep olabilmektedir.Halbuki affetmenin
oluşturacağı bahar havası insanların iç dünyasını
ferahlatmakta ve mutlu kılmaktadır.Tecrübeyle sabittir ki “Öfkeyle
kalkan zararla oturur.”
Bazı insanlar af
yolunu seçmekle mağlup olduğunu, onurunun kırıldığını
düşünebilir.Halbuki affetmek zilleti kabul etmek değildir.Bilakis
şeref yolunu seçmektir.Konuyla ilgili Rasulullah (a.s) şöyle
buyurur: “Uğradığı haksızlığa sabredenin Allah şerefini
arttırır.”3
Affetmenin de
istisnaları vardır.Nefsimize,kişisel haklarımıza yapılan
saldırılar karşısında duyarsız olmak,umursamamak son derece
yanlıştır.Çünkü canımızdan üstün gördüğümüz bu
değerlere yapılan yanlışlıkları affetmek,zamanla onların
önemsizliği sonucunu doğurmakta ve değer yargılarımızı
zedelemektedir.Akifin çok güzel ifadesiyle “Yumuşak huylu isem
kim demiş uysal koyunum.Eğilir fakat kesilmeye gelmez boynum.”
Sevgili Kardeşlerim!
Sonuç itibariyle
hepimiz onur sahibiyiz.Haklı olduğumuz halde birilerini affetmenin
ne denli zor bir iş olduğunu biliyoruz. Bununla beraber sosyal
hayatımızda aile hayatımızda mutlu bir hayat sürmek için bu
olgunluğa sahip olmalıyız.Zira Allah’ın affına ermenin bir
yolu da başkalarını affedebilmektedir.4
Böylesine bir davranış aynı zamanda Rasulullah (a.s) tabi
olmaktır.Yüce Rabbimiz Peygamberinin şahsında bütün inananlara
şöyle buyurur: “Sen af yolunu tut.İyiliği emret,cahillerden yüz
çevir.”5
Allah’ın bu güzel hitabıyla eğitilen Sevgili Peygamberimiz
(a.s) daima af yolunu tutmuş,intikam almaya asla tevessül
etmemiştir.Haklı olmasına rağmen,sabretmiş nice zalim ve gaddar
insanlar O’nun şefkatiyle kazanılmıştır.Bütün insanlarla
beraber,kendisine akıl almaz kötülükler düşünenlere de şöyle
dua etmiştir: “Allahım!Halkımı bağışla,çünkü onlar ne
yaptıklarını bilmiyorlar”.
Ne mutlu intikam
yerine af yolunu tutabilenlere!
1
Ali İmran;3/34
2
Buhari,”Edep”,76
3
Tirmizi,”Zühd”,17
4
Nur,24/22
5
Araf,7/129