TAKVA
Muhterem Müminler!
Sonsuzluk yolcusu
olan insanın,bu süreç içinde huzurlu olması için kendine bir
yol haritası belirlemesi lazımdır.Görülen ve görülmeyen
yönleriyle bütün fiillerinde kırmızı çizgilerimiz nelerdir?Alt
sınırlar ve üst sınırlar neler olmalıdır?Bunları göz önüne
alırken özgürlüğümüzü çiğniyor muyuz?Yoksa bunlar mı bize
daha güvenli bir hayat sunuyor?Bu soruların cevabını naslarda
bulup sistem haline getirmemize takva denilmektedir.Başka bir
ifadeyle takva,insanın tabii iç güdülerine ve eğilimlerine engel
olmasıdır.Kontrol edilmediğinde insani iç güdüsünde var olan
azgın duyguları mağlup etmesi,kör iştah ve ihtiraslarına gem
vurmasıdır.
İnanmış insanların
en belirgin özelliklerinden biri de takvadır.Allah kendi iradesi
doğrultusunda yaşamayı ilke edinen insanları övmekte ve şöyle
buyurmaktadır: “Ey iman edenler!Ahiret için çok azık
edinin.Biliniz ki,azığın en hayırlısı takvadır.Ey akıl
sahipleri!Benden (emirlerime muhalefetten) sakının.”1
Takva üzere yaşamaya çalışan müminin hayatının teoriği de
şöyle anlatılır:
Takva sahibi iyilik
üzere yaşar.Nerede bir hayır ve güzel iş varsa onun arkasından
koşar.İbadetlerini mutlaka yapmaya çalışır.Sabır
kahramanıdır.O’nun duyguları ne patlamakta ne de yok
olmaktadır.Soğukkanlı yaşamayı kendine ilke edinendir.Kuran-ı
Kerim’de konuyla ilgili şöyle buyurulur: “İyilik yüzlerinizi
doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir.Asıl iyilik,o
kimsenin yaptığıdır ki,Allah’a,ahiret
gününe,meleklere,kitaplara,peygamberlere inanmaktır.(Sırf Allah
rızası için) yakınlara, yetimlere,yoksullara,yolda
kalmışlara,dilenenler ve kölelere sevdiği maldan
harcamaktır.Namaz kılmak,zekat vermektir.Anlaşma yapıldığında
sözünde durmaktır.Sıkıntı,hastalık ve savaş zamanlarında
sabretmektir.İşte doğruluk bu vasıflara sahip olmaktır.Muttakiler
de ancak onlardır.”2
Takvanın egemen olduğu insanlarda,iyilik,güzellik,yardımlaşması
vardır.Bu konularda dayanışma içindedirler.Kötülük,düşmanlık
ve ahlak dışı fiillerden uzak dururlar.Diğer taraftan günaha
düşmemek için herkes birbirine oldukça telkinde bulunur.Konuyla
ilgili Yüce Allah şöyle buyururlar: “Ey iman edenler!İyilik ve
takva hususunda yardımlaşın,günah ve düşmanlık üzerine
yardımlaşmayın.Allah’tan korkun,çünkü Allah’ın cezası
çetindir.”3
Değerli Müminler!
Takvayı ilke edinen
müminler de günah işleyebilirler.Ancak onlar yaptıklarının
ezikliğiyle Yüce Allah’a pişmanlıklarını arz edip tövbe
ederler.Yaptıkları yanlışlıkta ısrarcı
değildirler.Bağışlanmaları için dua ederler.Bu konuya işaret
olarak Yüce Allah şöyle buyururlar: “Yine onlar ki (takva
sahipleri),bir kötülük yaptıklarında ya da kendilerine
zulmettiklerinde Allah’ı hatırlayıp günahlarından dolayı
tövbe ederler.Zaten günahları Allah’tan başka kim
bağışlayabilir.Bir de onlar işledikleri kötülüklerde bile bile
ısrar etmezler.”4
Takva üzere yaşamaya
çalışan insan gerçek hürriyeti elde edendir.Çünkü takvanın
özünde evrensel düzeyde bir özgürlüğün,eşitliğin ve
kardeşliğin yer aldığı görülmektedir.Sevgili Peygamberimiz
(a.s) gerçekte insanların aynı anne-babadan geldiğine işaret
buyurarak aralarında herhangi bir üstünlüğün olmadığını
açıklamaktadır:Konuyla ilgili Rasulullah’ın buyruğu şöyledir:
“Adem ve Havva’nın çocukları olan insanlar,tam olmayan ölçek
gibidirler.Hiçbiri ölçeğini doldurmamıştır.(Her birinde bir
eksiklik vardır.)Allah kıyamet gününde soy ve sopunuzdan
sormayacaktır.Bilakis O’nun katında en üstün olanınız O’ndan
en çok korkanınızdır.”5
Muhterem Müslümanlar!
Takva,iman,ibadet,hayır,iyilik,adalet,doğruluk,barış
ve hoşgörü gibi ahlaki değerlerin sosyal hayata
yansımasıdır.Gerçek böyle olunca,hürriyetle din arasında
hiçbir çelişki yoktur.Bilakis Allah’a kul olan,gerçek huzura
sosyal ve iç barışa ulaşabilendir.
Ne mutlu takva üzere
yaşayanlara!
1
Bakara,2/197
2
Bakara,2/177
3
Maide,5/2
4
Al-i İmran,3/135
5
A.b. Hanbel,Müsned,4/145