Aralık 13, 2012

TAKVA


TAKVA

Muhterem Müminler!
Sonsuzluk yolcusu olan insanın,bu süreç içinde huzurlu olması için kendine bir yol haritası belirlemesi lazımdır.Görülen ve görülmeyen yönleriyle bütün fiillerinde kırmızı çizgilerimiz nelerdir?Alt sınırlar ve üst sınırlar neler olmalıdır?Bunları göz önüne alırken özgürlüğümüzü çiğniyor muyuz?Yoksa bunlar mı bize daha güvenli bir hayat sunuyor?Bu soruların cevabını naslarda bulup sistem haline getirmemize takva denilmektedir.Başka bir ifadeyle takva,insanın tabii iç güdülerine ve eğilimlerine engel olmasıdır.Kontrol edilmediğinde insani iç güdüsünde var olan azgın duyguları mağlup etmesi,kör iştah ve ihtiraslarına gem vurmasıdır.
İnanmış insanların en belirgin özelliklerinden biri de takvadır.Allah kendi iradesi doğrultusunda yaşamayı ilke edinen insanları övmekte ve şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler!Ahiret için çok azık edinin.Biliniz ki,azığın en hayırlısı takvadır.Ey akıl sahipleri!Benden (emirlerime muhalefetten) sakının.”1 Takva üzere yaşamaya çalışan müminin hayatının teoriği de şöyle anlatılır:
Takva sahibi iyilik üzere yaşar.Nerede bir hayır ve güzel iş varsa onun arkasından koşar.İbadetlerini mutlaka yapmaya çalışır.Sabır kahramanıdır.O’nun duyguları ne patlamakta ne de yok olmaktadır.Soğukkanlı yaşamayı kendine ilke edinendir.Kuran-ı Kerim’de konuyla ilgili şöyle buyurulur: “İyilik yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir.Asıl iyilik,o kimsenin yaptığıdır ki,Allah’a,ahiret gününe,meleklere,kitaplara,peygamberlere inanmaktır.(Sırf Allah rızası için) yakınlara, yetimlere,yoksullara,yolda kalmışlara,dilenenler ve kölelere sevdiği maldan harcamaktır.Namaz kılmak,zekat vermektir.Anlaşma yapıldığında sözünde durmaktır.Sıkıntı,hastalık ve savaş zamanlarında sabretmektir.İşte doğruluk bu vasıflara sahip olmaktır.Muttakiler de ancak onlardır.”2 Takvanın egemen olduğu insanlarda,iyilik,güzellik,yardımlaşması vardır.Bu konularda dayanışma içindedirler.Kötülük,düşmanlık ve ahlak dışı fiillerden uzak dururlar.Diğer taraftan günaha düşmemek için herkes birbirine oldukça telkinde bulunur.Konuyla ilgili Yüce Allah şöyle buyururlar: “Ey iman edenler!İyilik ve takva hususunda yardımlaşın,günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın.Allah’tan korkun,çünkü Allah’ın cezası çetindir.”3
Değerli Müminler!
Takvayı ilke edinen müminler de günah işleyebilirler.Ancak onlar yaptıklarının ezikliğiyle Yüce Allah’a pişmanlıklarını arz edip tövbe ederler.Yaptıkları yanlışlıkta ısrarcı değildirler.Bağışlanmaları için dua ederler.Bu konuya işaret olarak Yüce Allah şöyle buyururlar: “Yine onlar ki (takva sahipleri),bir kötülük yaptıklarında ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah’ı hatırlayıp günahlarından dolayı tövbe ederler.Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir.Bir de onlar işledikleri kötülüklerde bile bile ısrar etmezler.”4
Takva üzere yaşamaya çalışan insan gerçek hürriyeti elde edendir.Çünkü takvanın özünde evrensel düzeyde bir özgürlüğün,eşitliğin ve kardeşliğin yer aldığı görülmektedir.Sevgili Peygamberimiz (a.s) gerçekte insanların aynı anne-babadan geldiğine işaret buyurarak aralarında herhangi bir üstünlüğün olmadığını açıklamaktadır:Konuyla ilgili Rasulullah’ın buyruğu şöyledir: “Adem ve Havva’nın çocukları olan insanlar,tam olmayan ölçek gibidirler.Hiçbiri ölçeğini doldurmamıştır.(Her birinde bir eksiklik vardır.)Allah kıyamet gününde soy ve sopunuzdan sormayacaktır.Bilakis O’nun katında en üstün olanınız O’ndan en çok korkanınızdır.”5
Muhterem Müslümanlar!
Takva,iman,ibadet,hayır,iyilik,adalet,doğruluk,barış ve hoşgörü gibi ahlaki değerlerin sosyal hayata yansımasıdır.Gerçek böyle olunca,hürriyetle din arasında hiçbir çelişki yoktur.Bilakis Allah’a kul olan,gerçek huzura sosyal ve iç barışa ulaşabilendir.
Ne mutlu takva üzere yaşayanlara!


1 Bakara,2/197
2 Bakara,2/177
3 Maide,5/2
4 Al-i İmran,3/135
5 A.b. Hanbel,Müsned,4/145