SAKATLAR VE GÖREVİMİZ
Sevgili müminler!
Dünyada yaşayan her
bir insan fizikçe birbiriyle eşit değildirler.Kimi uzun boylu kimi
kısa,kimi sağlıklı kimi hasta,kimi özürlü kimi sağlam,hülasa
her bir fert bir diğerinden her yönüyle farklıdır.Dünyanın her
bir yerinde olduğu gibi ülkemizde de nüfusun yaklaşık yüzde onu
üretim kabiliyeti olmayan özürlülerden oluşmaktadır.Özürlü
olan kardeşlerimizi acımak,terk etmek onlara gereken ilgiyi
göstermemek insani bir vasıf değildir.Bilakis onlara sahip
çıkmak,belirli alanlarda onlara istihdam sağlamak,gerektiğinde
onların ihtiyaçlarını görmek ise her birimizin islami
görevidir.Konuyla ilgili bizi aydınlatan sevgili peygamberimiz
şöyle buyurmaktadırlar:”Bakıma muhtaç olanların sorumluluğu
bize aittir.”1
Özelde özürlülülerin,genelde her müslümanın ihtiyacını
karşılamayı ise yine peygamberimiz şöyle öğütlemektedir:”Kim
bir mümin kardeşinin ihtiyacını karşılarsa,Allah’da onun bir
ihtiyacını karşılar.Kim bir müslümanın sıkıntısını
giderirse Allah da kıyamet gününde onun bir sıkıntısını
giderir.”2
Diğer yandan sevgili peygamberimiz bizzat hasta,engelli muhtaç
kimselere sahip çıkmış onlara şefkat ve merhamet
göstermiştir.Görme engellilere rehberlik etmenin,işitme ve
konuşamayanlara anlayacakları dilde iletişim kurmanın,muhtaçların
ihtiyaçlarını gidermenin Allah katında sadaka olduğunu
bildirmiş,sakatları toplumun tabii bir üyesi olarak kabul
etmiştir.3
Sevgili kardeşlerim!
Hiçbir sakatın özrü
kınanmamalı,şahsındaki eksiklik onun küçümsenmesine vesile
olmamalıdır.Görmeyene “kör”,işitmeyene sağır,yürüyemeyene
sakat gibi aşağılayıcı sıfatlar kullanılmamalıdır.Bu tür
sözler gerek sakat,gerekse ciddi olarak kesinlikle
söylenmemelidir.Peygamberimiz bu konuda müslümanları uyararak
şöyle buyurmaktadır: “Kardeşinin derdine sevinip gülme,sonra
Allah ona merhamet eder de seni onun sahip olduğu dertle müptela
kılar.”4
Diğer yandan sakat
olan kardeşlerimiz de hayatın sadece dünyadan ibaret
olmadığını,uzun bir yolun yolcusu olduğumuzu,bu yolculukta hemen
hemen herkesin bazen soyut,bazen somut rahatsızlıklara müptela
olabileceğini bilmelidirler.Çekilen sıkıntılar sabırla
karşılanırsa ibadet olduğunu ve metanetlerini
korumalıdırlar.Sakatlık psikolojisiyle yaşamaktan
kurtulup,kaderin bir cilvesi olarak durumlarını
benimsemelidirler.Üstünlüğün sağlamlık,gürbüzlük,güçlülükte
değil, yalnız ve yalnız takvada olduklarını
bilmelidirler.Allah’ın insanların dış görünüşü
değil,kalplerine ve amellerine göre değerlendirdiklerini
bilmelidirler.5
Sevgili müminler!
Hayatımızı
sürdürürken aynı tempo ve enerjiyle devam edemeyeceğini
bilmeliyiz.Nice dostlarımızın aniden bir kaza ve belayla
sakatlandıklarını zaman zaman görmekteyiz.Aynı durum bizim
başımıza da gelebileceğini bilmeliyiz.Böylece sakat
kardeşlerimize değer vermeli,gerek söz gerekse fiillerimizle
onların gönüllerini almalıyız.Muhtaç olanlar varsa yardımda
bulunmalıyız.Allahın nimetlerinin en güzelinin sağlık ve afiyet
olduğunun idrakiyle yaşayıp,şükretmeliyiz.
Ne mutlu bulunduğu
hale şükredebilenlere!
1Buhari,”Feraiz”,25
2
Buhari,”Mezalim”,3
3
Müsned,II,350,V,154,168-169
4
Tirmizi,”Kıyame”,54
5
Müslim,”Birr”,32