Aralık 13, 2012

YALANCI ŞAHİTLİK


YALANCI ŞAHİTLİK

Muhterem Müslümanlar!
Toplum hayatını zedeleyen,insanlar arasında güveni yok eden,düşmanlıkları körükleyen her türlü ahlak dışı faaliyet, dinimiz tarafından yasaklanmıştır.Bu tür işler büyük günahlardan olup,insanlar arasında var olan sevgi ve saygıyı tahrip etmektedir.
Dinimizin yasakladığı büyük günahlardan biri de yalancı şahitliktir.Bir müminin adaletin tecelli ettiği mahkemelerde haklıyı haksız,haksızı haklı gösterecek böylesine bir ahlaksızlığı yapması düşünülemez.Çünkü böylesine yalancı şahitlik Allah’a şirkten sonra gelen büyük günahlardan birisidir.Yüce Allah konuyla ilgili şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler!Adaleti titizlikle ayakta tutan,kendiniz,ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun.(Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar,fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır.Duygularınıza uyup adaletten sapmayınız.(Şahitliği) eğip,büker (doğru şahitlik yapmaz),yahut şahitlikten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”1 Diğer taraftan sevgili Peygamberimiz (a.s) bir gün ashabına büyük günahları anlatırken,bunların Allah’a şirk koşmak,haksız yere insan öldürmek,ana-babaya asi olmak ve yalancı şahitlik yapmak olduğunu söylemişlerdir.2 Peygamberimiz olayları anlatırlarken beden dilini de kullanmışlardır.Buna yönelik olarak zaman zaman ayağa kalkmış,bazen de hiddetlenip yüzleri kızarmış ve bunu ses tonlarıyla dışarı vurmuşlardır.Yalancı şahitliği anlatırlarken de,bunun ne büyük günah olduğunu anlatmak için oturduğu yerden doğrulup dizleri üzerine yükselerek onu birkaç kez tekrarlamış,kızgınlığından yüzleri kızarmış ve şöyle buyurmuşlardır: “Şahitlik için çağrıldığı halde,bildiğini gizleyerek şahitlikten kaçınan kimse,yalancı şahitlik yapmış gibidir.”3
Değerli Müslümanlar!
Yalancı şahitlik yapan her şeyden önce kendine zulmetmiş ve şahsiyetini yaralamıştır.Çünkü birilerinin dünyası için kendi ahiretini (ebedi mutluluk yurdunu) satarak cehennemi tercih etmiştir.Bunun yanında, haklı çıkarmak için şahitlik yaptığı kimseye de kötülük yapmıştır.Çünkü haksıza yardım etmiş,onu haklı göstermiş,dolaylı gasp yaptırmış,aleyhine yalancı şahitlik yaptığı masum kimseye de zulmetmiştir.Mahkemenin güvenilirliğini zedelemiş,adaleti yanıltmıştır.Olayın vahametini anlatan Sevgili Peygamberimiz (a.s) şöyle buyurmuşlardır: “Ben de bir insanım.Sizler,aranızdaki anlaşmazlıkları bana getirmektesiniz.Olabilir ki,biriniz delilleri diğerinden daha iyi sunar ben de ondan işittiğim şekilde hükmedebilirim.Böylece kime kardeşinin hakkını vermişsem,ona ateşten bir parça vermiş olurum.”4
Yalancı şahitler hakkın tecellisine set çektikleri için toplumda itibar edilmeyen,güvenilmeyen,önemsenmeyen kişilerdir.Söyledikleri en doğru sözler bile şüpheyle karşılanır.İnsanlar inanmak istemezler.Dünyada sefaletten ahirette cehennemden kurtulamazlar.
Böylesine ahlak dışı bir işin keffareti yoktur.Yalnız tövbe etmekle de vebalden kurtulmak mümkün değildir.Çünkü bu, bir kul hakkıdır.Mağdur ettiği tarafın zararını telafi edip,özür dileyip,helallik aldıktan sonra Allah’tan af ve mağfiret dileyebilir.Aksine davranışların hiçbir manası ve hükmü yoktur.
Sözlerimi Yüce Allah’ın buyruğuyla bitiriyorum: “…Adaletli davranın.Şüphesiz ki Allah,adil davrananları sever.”5


1 Nisa,4/135
2 Buhari,”Şehadet”,10,Edep,6
3 Taberani,Mecmeuz,Zevaid,4/200
4 Buhari,”Şehadet”,27
5 Hucurat,49/9.