İSLAM MEDENİYETİ
Muhterem Müslümanlar!
İnsanlık,başlangıçtan
günümüze sayıları parmakla gösterilebilecek birkaç medeniyet
inşa etmiştir.Bunların birçoğu tarihe gömülürken,günümüzde
varlığını sürdüren batı medeniyeti ve islam medeniyeti
vardır.Batı medeniyeti birkaç yüzyıllık geçmişe sahip
iken,islam medeniyeti 15 asırlık köklü bir maziye sahiptir.
Böylesine köklü ve insanlığın her kesimine huzur saçan islam
medeniyetinin ana karakteristik özelliklerini şöylece sıralamak
mümkündür:
İslam
medeniyeti,ilim ve irfanla insanların gönlüne de nüfuz eder.O’nun
mensupları sadece dünyevi hazlarla yaşayan,günübirlik arzularını
tatmin peşinde koşan tek düze insanlar değildir.Bilakis ufuklar
ötesinde,sonsuzluk yolcusu olduklarının idrakiyle dünyayı
şekillendirenlerdir.Konuyla ilgili Yüce Allah şöyle buyururlar:
“Yeryüzünü size boyun eğdiren O’dur.Öyleyse yerin
sırtlarında dolaşın,Allah’ın verdiği rızktan yiyin.Sonunda
dönüşünüz O’nadır.”1
İslam medeniyeti
temelinde,bütün kainat Allah’ın bir fuarı anlayışı
vardır.Dolayısıyla her bir varlığın yaratıcısı,yaşatıcısı
öldüreni Yüce Allah’tır.Bu yüzdendir ki varlıkları O’nun
parçası gören müslümanlar onlara kesinlikle kötü gözle
bakmazlar.Onları Allah namına severler.Allah rızası için onlarla
barışık olurlar.Bütün varlıklara sevgi ve saygıyla
davranırlar.Gerçek sahibin kendileri değil,Allah olduğunu
bilirler.Kuran-ı Kerim bu konuya işaretle şöyle buyurur: “Ey
Muhammed,de ki:Mülkün gerçek sahibi olan Allah’ım!Sen mülkü
dilediğine verirsin.Dilediğinden de geri alırsın.Dilediğini
yüceltir.Dilediğini de alçaltırsın.Her türlü iyilik senin
elindedir.Gerçekten sen her şeye kadirsin.”2
İslam medeniyet
anlayışı dünya hayatını haz ve egemenlik değil,sorumluluk ve
imtihan alanı olarak değerlendirir.Bu anlayış gereğince
insanlara vahyin ışığında yol gösterilir.Bu duygu sayesinde
müslümanlar,tarih boyunca,madde ile manayı,bilgi ile
duyguyu,ferdin özel çıkarlarıyla,kamu yararını dengeleye
bilmişlerdir.Bu denge sayesinde fertler ne zarar görür ne de zarar
verirler.
İslam medeniyeti
gelişmeyi ve yükselmeyi, sadece üretim verimlilik tüketim gibi
maddi sınırların içine hapsetmez.Bilakis medeniyetin gelişmesinde
inanç,duygu,ahlak ve estetik boyutu,aile yapısı,kültürel ve
sosyal bünyenin güçlenmesini de dikkate alarak,hayatı dünyadan
ahirete uzanan bütüncül bir süreç olarak
değerlendirir.İlim,sanat,edebiyat,mimari ve diğer alanlarda
kendilerine özgü bir tarz oluşturmalarını sağlayan bu bütüncül
medeniyet anlayışı,islam toplumlarını bütün insanlığa hayır
getiren bir medeniyet hamlesinin öncüleri yapmıştır.Bu anlayışta
,doyumsuz zevklerin esiri olan ne pahasına olursa olsun kazan
düşüncesi yoktur.Helal daire size yeterlidir,haram yollar dikenli
ve sıkıntılıdır. “Haram iş yapan dünyada da ahirette de
zarardadır.” düşüncesi bu medeniyetin en belirgin
özelliklerindendir.
Aziz Müminler!
Günümüz batı
medeniyeti insanı ekonomik bir varlık olarak algılar.Oysaki
varlıkların en üstünü,yeryüzünün halifesi sadece ekonomik bir
nesne değildir;onun üretkenliğinin ötesinde keşfedilmeyen birçok
özelliği vardır.Üstelik insan sadece tüketmekle,tasarrufla mutlu
olabilecek varlık değildir.İnsanlık tarih boyunca sivil toplum
kuruluşlarıyla,maddi ilerlemeyi gerçekleştiren,hem de insanları
manevi bakımdan doyuran bu medeniyet damarından beslenebildiği
takdirde çağımızın sorunlarına kalıcı çözümler
bulabilir.Aksi takdirde,batı medeniyeti tüketim çılgını haline
getirdiği insanların devasa sorunları karşısında çaresiz
kalabilir.İntihar oranlarının yükselmesi,insanların strese,
asrın hastalığı nitelendirmesi bunun en güzel göstergesi değil
midir?
Sözlerimi Yüce
Allah’ın bir ayetiyle bitiriyorum: “Biliniz ki,kalpler ancak
Allah’ı anmakla huzur bulur.”3
1
Mülk,67/15
2
Al-i İmran,3/25
3
Rad,13/28